Bu Blogda Ara

26 Temmuz 2015 Pazar

Manchester'da Yemek / Food in Manchester / Good Locations for Food

   
Herkes farklı ülkelerde ve farklı kültürde yaşıyor. Dolayısıyla yemek kültürümüz de farklı oluyor. Hintliler çok baharatlı yemekler tüketirken; bu Ruslara çok ağır gelebiliyor. İngiliz yemeklerine değinirsek eğer.... benim görüşüm.... biraz.....şey....kötü. Damak zevkimize hitap etmiyor ne yazık ki. Ancak hitap eden bir yemek olarak bir İngiliz klasiği olan Fish&Chips diyebilirim. Şimdi gelelim Manchester'da nerelerde yemek yiyebileceğimize.
(Everybody lives different countries with different culture. So we have also different cuisine. For example, Indians eat spicy meals whille Russians does not like lot of spicy meals. If we look at the British meals....my opinion....they little bit....errrrrr...bad. But Fish& Chips is the only food that always we like. Let's have a look what and where can we eat in Manchester; )


  • Fast Food: Fast Food tüm dünya genelinde en yaygın yemek yeme şeklidir şüphesiz. İngiltere'de Mc Donald's ve Burger King bazı ürünlerin de domuz eti ve domuz pastırması kullanıyor. Buffalo etli ürünleri seçebilirsiniz. Ama domuz etini tatmanızı tavsiye ederim. Mc Donald's, Subway Oxford Road üzerinde ve Arndale Alışveriş Merkezi'nin içindeki Food Court bölümünde bulunuyor. Burger King ise meydana girişte, Primark'ın yanında kalıyor. ( Fast Food is the most common food culture all over the world. Mc Donald's, Subway are on the Oxford Street and also in Arndale Shopping mall in Food Court. Burger King is near the Centre, near the Primark. KFC also in Food Court. 



  • Ford Maddox Brown: Yurttan çıktığınızda, yola doğru yürürken hemen bisikletçinin yanında harika bir iç mekana sahip hoş bir restorant. Genelde yemeklerimizi orada yiyorduk zaten. Masanıza oturun, menüyü inceleyin, ve sipariş vermek için bara gidip masa numaranızı söyleyip ne yemek ve içmek istediğinizi söyleyin, geri masanıza dönüp oturun. Peri Peri Chicken'ı şiddetle tavsiye ediyorum. Yanında Guinness ile harika gidiyor.  ( It is near the dorm. There is really good ambiance and nice resaturant. Take a sit, check the table number, go to the bar, order your food and drink, pay them and back to the table. I am suggesting Peri Peri Chicken with Guinness. )
  • TGI Fridays: Hem şehir merkezinde hem de büyük tren istasyonunun içinde bulunan bizim ülkemizdeki Num Num veya Shake Shack tarzında bir restorant. Hamburgerleri cidden çok güzel. Artı Carl's Jr mantığında yani sınırsız içecek. ( İt is in city centre also in big train station. It is looks like Shake Shack and they has really delicious hamburgers. And they has unlimited drinks as Carl Jr. )


  • Efes Tavern: Efes Tavern bir Türk restorantıdır. Hatta en iyisi diyebilirim. Öğrenci iseniz 6.50 Sterline açık büfe yemekten istediğinizi istediğiniz kadar yiyebiliyorsunuz. Türk usulü bütün yemek ve tatlılar bulunuyor. Sahibi Türk, çalışanları ise İngiliz veya İspanyollardan oluşuyor. (It is a Turkish restaurant. Even, I can say it is the best one. If you are student u pay 6.50 pound. They has buffet style and you can eat what do u want. Owner is Turkish and other waiters are British and also Spanish.) 

  • Tesco: Acil zamanlarınızda mikrodalgalık veya diğer atıştırmalıklarınızı Tesco'dan alabilirsiniz. Ancak her mikrodalga yemeği almayın zira mideniz kaldıramayabilir. Ancak sabah giderken hazır meyvelerini öneririm. Bir de indirimleri kaçırmayın. 2 su 1 sterlin veya 2 pringles 2 sterlin olabiliyor. ( You can find microvawe meals for urgent situation. But actually i do not recommend those foods. They generally British foods. I am offering fruits at there. And do not miss discounts. For example 2 water for 1 pound or 2 pringles just 2 pound. )

24 Temmuz 2015 Cuma

Bavul / Suitcase / What should I take ?


Bavul hazırlığı işin en önemli kısmı. Öncelik olarak gideceğiniz hava yolu şirketinin maksimum bavul ağırlığına bakın. Bu Türk Hava Yolları için 20 KG'dır. 2 veya daha fazla bavulla gitmenizi tavsiye etmem. Çünkü hem ağırlıkla alakalı sıkıntı çıkabilir hem de inişte sizi yorabilir. O yüzden bir büyük bavul ve bir el çantası işinizi görür. Zaten inanın yanınıza aldığınız çoğu şeyi giyemiyorsunuz bile, tabii kızlar için aynısını söyleyemeyeceğim :)))). İşte İngiltere yolculuğunuzda bavulunuzda olması gerekenler;
(Preparing of suitcase is very important part of your journey. First of all, you should check your airways luggage limits. Turkish Airlines limit's is 20 KG. I am not suggesting 2 suitcases. Because you may have a trouble with your airways -even you might pay extra for a kilograms- and it can be hard to handle with them departure and arrival. So one suitcase and one hand luggage are all you need. Trust me you cannot wear everything that u take if you are not a girl :)))). So lets check what should we take; )


  • Havlu (Towel):Havlu çok önemli. Yurtta da kalsanız aile yanında da kalsanız havlu yanınıza almak zorundasınız. Havlu konusu o kadar önemli ki yolculuğunuz başlamadan 3 gün önce gelen mail'de bile buna değinmişler. :))) Duş için bir havlu, el-yüz için bir havlu ve tercihen saç için bir havlu. Bornoz koymanızı önermem katlansa bile büyük bir yer kaplayacağından bavulu gereğinden fazla işgal eder. (Towels are very important. You should bring your towels to dorm even your host family. You should take one for shower, one for hand and face. If necessary you can take one for your hair. I do not recommend bathrobe. Because it is occupy much place in luggage.)

  • Kıyafet türü (Clothes types): Eveeet işte önemli bir kısım. %90'ımız yazın gittiğimiz için bir hevesle kısa kollular, cicili bicili tişörtler, kısa elbiseler, bermudalar, parmak araları... Ancaaaak ne yazık ki bunları sürekli giyemiyoruz. İngiltere genel iklimi itibari ile ortalama maksimum sıcaklığın 22-23 derece olduğu bir ülke ve sürekli yağış alır. O yüzden yanınıza kısa kollu alacaksanız üstüne giymelik bir kaç hırka yanınıza muhakkak alın. Şort da alın tabiki ancak pantolon daha ağırlıkta olsun. Tişörtler dışında sweatshirt almanızı da tavsiye ederim. Hatta varsa deri ceketinizi bile yanınıza alın. Bazı akşamlar cidden titreyebiliyorsunuz. Banyo terliğinizi de yanınıza almayı unutmayın. Ayakkabı olarak bot falan almaya kalkmayın o kadar da abartmayalım :))) 2-3 spor ayakkabı yetiyor. Hatta 2 tane alın zaten orada da alırsınız. Şemsiye muhakkak alın, isteğe bağlı olarak da yağmurluk alabilirsiniz. Çorap ve iç çamaşırı tamamen size kalmış bir durum. Yurtta da evde de çamaşır makinası olduğundan istediğiniz vakit kirlendiği zaman yıkayabilirsiniz. Elektronik cihazlarınızı hiç bir şekilde bavula koymayın. Giderken de, oradan dönüşte de kontrol kısmında hepsini çıkarmak zorundasınız. (Yes, this is another the most important part. 90% of us starts their journey in summer. So we generally take t-shirts, bermudas, shorts, slippers... But truth is hard. We cannot always wear this things at UK. Because UK's weather is not let them happen. So if you take t-shirts you must also take cardigans. You can also take shorts but im suggesting panths. You should take sweatshirts. Even if you have leather jacket you can bring. Because some nights, weather can be really cold. If we check for shoes, do not try to take boot :)))). 2 or 3 shoes are ok. Even you can buy at UK. Attention!!! UMBRELLA is very very very necessary item in all of the UK. You cannot guess when the weather become rainy. Even your weather forecast apps. They generally shows during the rains. What a technology, huh?! Soacks and underweare are depend on you. Because dorms and host families also has a washing machine.)

  • Kırtasiye Ürünleri(stationery products):Defter, kalem ve silgiyi sakın unutmayın! Kırtasiye ürünleri İngiltere'de çok pahalıdır bizim ülkemize kıyasla. (Do not forger bring your notebook, pen, pencil and eraser. Because they are very expensive in UK. )

  • Dönüştürücü(converter): İstanbulda elektronik marketlerde bulabilirsiniz. Duty Free'lerde ve İngiliz marketlerinde biraz pahalı olabiliyor. (All European countries generally has their own plug. UK's plugs are also different. So do not forget get one of them. You can also buy them at Duty Free in your airports. )

  • Yemek(Food): Bavulunuza hiç bir şekilde abartı derecede yemekler koymayın. Hatta bana sorarsanı hiç koymayın. Bir iki plastik kahvaltılık kapta peynir-zeytin fena olmaz ama. :))) (Do not even try take so much food in your luggage. )

  • Askı(hanger): 3-5 askı alın yanınıza ne olur ne olmaz. (You can take 3 or 5 hangers. You know, just in case.)

  • Bavul Kilidi(Suitcase lock): Aile yanı konaklamalarınızda tek başınıza kalmıyorsunuz. O yüzden bavulunuza kilit almayı unutmayın. Uçuşunuz aktarmalıysa valizinizi vermeden kilitleyin. Aksi halde aktarmalı uçuşlarda bavul karıştırma vakaları olduğunu öğrendim. Bir arkadaşımın arkadaşı, Amerika'dan dönerken Fransa aktarmalı uçuşunda aldığı 2 kutu telefon çalınmıştı. Hatta kutular bırakıp, telefonları almışlardı. (You are living another students in host family. So do not get one or two lock for your luggage. )

  • Yöresel Eşyalar (Traditional Stuffs): Yanınıza mutlaka 2-3 parça yöresel eşyalar alın. Bunu ilk gittiğiniz zaman kalacağınız aileye hatta orada edineceğiniz ve çok samimi gelecek arkadaşlarınıza veya okulda çok iyi anlaşacağınız bir öğretmene hediye edebilirsiniz. İngilizler hediyelere çok bayılıyorlar, hele bir de hiç görmedikleri şeylerse. ( You should take some traditional items about your country. And you can give gift for your host family, friends that you will meet or teachers.)
Alt ve üst giyimi abartmazsanız bu saydıklarım çok basit bir şekilde büyük bir bavulu dolduruyor. Tecrübeyle sabittir. :))). Diğer yazıda görüşmek üzere.
(If you do not overdo, you can fit all of them in your luggage. I am experienced, trust me :)))) See you on next article! ) 

23 Temmuz 2015 Perşembe

Manchester Şehir Merkezi / Manchester City Centre

Ertesi gün erkenden kalkıp yurdun lobisinde buluştuk. Otobüse geldiğinde bindik. Manchester'da duraklarda, otobüs yaklaşırken el kaldırmazsanız durmazlar. bu bilgiye birlikte otobüse bindik. 2014 yılında Manchester'da EF'e ait 2 okul vardı. İlki ana bina olup 25 yaş ve üzeri öğrenciler içindi. Diğer bina ise Manchester Metropolition University(MMU) içindeydi ve 25 yaş altı içindi. Fakat 2015 için de 2016 için de 25 yaş altı okulu kapatılmış. Onun yerine sınıflara yaş gruplarına göre yerleştiriliyorlar. Neyse MMU'ya vardığımızda amfiye geçtik. Burada kısa bi konuşma oldu ve dosyalarımız dağıtıldı. Dosyanın içi şehir haritası, kalem, okul bilgileri falan doluydu. İlk günü ve daha ilk an dışarda toplandık ve "evet, şimdi bir oyun oynayacağız" dediler. Toplamda 6'şar kişilik 5 veya 6 gruptuk. Her gruptan birisinin elinde kağıt vardı. Görev ise telefon için, kahve içmek için, alkol almak için, yemek yemek için, otobüse binmek için neyin nerede olduğunu ve isimlerini bulmamızı istediler. Toplamda 10 dakikamız vardı. Kısa bir süreymiş gibi geliyor ancak okul merkeze çok yakın olduğundan hepsi elimizin altındaydı. Bunu da bitirince sıra aktivite koordinatörü ile birlikte güzel Manchester'ı gezmeye gelmişti. Öncelikle gezme işinde ulaşımınız ayaklarınız :))) Manchester'ın şehir merkezine kadar olan önemli bir kaç kısımlarını gezdiriyorlar buna Canal Street'de dahil. Canal Street bir Gay Village'dır. Adından da anlaşılacağı gibi eşcinsellerin kendine ait sokaklarıdır. Buranın önemi üzerinde de çok durulmuştu anlatılırken. Yürüye yürüye şehir merkezine kadar geliyoruz. Gezilen yerleri pek fazla yazmak istemiyorum çünkü gidecek olan arkadaşlara spoiler vermek gibi oluyor. Ana hatlarıyla veriyorum o yüzden sadece :))). Merkeze geldiğimizde ise bizi İstiklal Caddesinden az bir kalabalığı olan yine orası gibi trafiğe kapalı olan bir caddeye varıyoruz. Burada büyük bir park var. Ve parkta da her Britanya şehrinde olan Eye var. Ki ben kendisine Manchester Eye diyordum :)).

Kapalı kısımda görüldüğü üzere sokak sanatçıları da mevcut. İstiklaldekilerden biraz modern gibi ha?
Meşhuuuuuuur buluşma noktamız Manchester Eye ve Park.



 Merkezin sonuna doğru devam ettiğiniz de Arndale Alışveriş Merkezi'ni ve klasik tarzda büyük, kalabalık bir pub göreceksiniz. Pub'lar klasik İngiliz kültürüdür. Neredeyse sokaklar da bile pub var. Pub'lar İngilizlerin çoğunlukla içki içmek için tercih ettiği mekanlardır.
Arndale Shopping Mall

Ve meşhur pub'ımız. Kalabalıktan da anlayacağınız üzere en popüler pub burası oluyor.
Trafiğe kapalı yolumuzda Tramvay hattı da mevcuttur. Old Traffor'da gitmek için bunu kullanabilirsiniz. Fotoğraftaki caddenin devamında yine kapalı bir yol mevcut. Orada görmüş olduğunuz büyük mağaza Primark'tır. İngiltere'nin en uygun fiyatlı kıyafet, ev tekstil, ıvır zıvır firmasıdır. Fiyatlar cidden de çok ucuz. 2 Sterline şort almıştım. Cidden komik bir fiyat. Herhangi bir Birleşik Krallık şehrine gittiğiniz zaman muhakkak alışveriş için gideceğiniz bir mağaza olsun.
Otobüsler de fotoğrafta görüldüğü üzere 3 farklı firma şeklinde. (Yalnız çok güzel yakalamışım) Magic Bus, Stagecoach(Megarider), ve en arkada görmüş olduğunuz tek katlı mor otobüs. Bunlardan en avantajlısı Megarider'dır. Haftalık veya aylık kart alabiliyorsunuz. Haftalık kart 13.5 Sterlin, 4 haftalık ise 50 sterlin. Megarider kartları Magic Bus'larda da geçerlidir. En arkadaki ise express otobüslerdir. Genelde Kısa mesafe oluyotlar ve fiyatı 1 Sterlindir. Her durakta otobüs numaralarının o duraktan geçiş saati vardır. İstanbul veya Londra gibi kalabalık ve yoğun trafikli bir şehir olmadığından otobüsler aynen yazıldığı saatte geliyor ve kalabalık olmuyor. Her halükarda oturacak yer bulabiliyorsunuz. 



Geziden sonra 2-3 saatlik serbest bir zamanımız oldu. O an veya öncesinde MyEf üzerinden tanıştığımız arkadaşlarımız ile Food Court'a gittik. Food Court'a Arndale Alışveriş Merkezi içerisinden veya merkezdeki yürüyen merdivenden direk ulaşabiliyorsunuz. İçerisinde klasik KFC, Mc Donald's falan var. Yemek ile ilgili bir yazı muhakkak yazacağım bundan şüpheniz olmasın.

Sorularınızı yorum kısmına yazabilirsiniz.

22 Temmuz 2015 Çarşamba

İlk Gün / First Day

      Havaalanından kalacağım yurda doğru giderken aracı kullanan şoför ile biraz muhabbet ettik. İngiltere'nin her şehrinde yaşayan bir sürü Hint ve Arap var. Dolayısıyla etrafta klasik China Town ile birlikte Apar Town'da görebilirsiniz. Hatta burada Türk işletmeler de mevcuttur. Ki bir tanesine cidden değineceğim sonra.
      Yurda bırakılınca kapıdan giriş yapıyoruz ve o saatlerde gelen bir kaç insanı daha görebiliyoruz. Orada okul adına görevli bir arkadaş size yardımcı oluyor. Yurda girişte belge doldurup, imza atıyorsunuz ve size anahtarınızın olduğu zarf veriliyor. Burada bahsettiğim EF'in anlaşmalı olduğu Mansion Park. Sonrasında sırayla odalarınız gösteriliyor. Ha bu arada girişte bir de ufak bir hediye veriliyor. Kendisine snack pack deniliyor. İçinde cips, çikolata, su ve mendil var.
Sonrasında da odamıza yerleşiyoruz. Keşke odanın da fotoğrafını çekseydim dedim ama Mansion Park'ın kendi sitesinde fotoğraflarına ulaşabilirsiniz. Ancak odamın manzarasını koyabilirim :)))

Link:  http://www.mansionstudent.co.uk/manchester-student-accommodation/Manchester-overview.html 

İlk günü size elinizdeki parayı bozdurmanız söyleniyor. Çünkü ertesi gün sabah erkenden kalkıp girişte buluşup okula hep beraber gidiliyor ve otobüste ödeme için bozuk para gerekiyor. Zaten ister istemez bozduruyorsunuz. Çünkü geldiğinizde odanızda ne yazık ki ne sabun ne bir peçete... hiç bir şey yok. O yüzden yurttan çıktığınız an caddenin karşısında Tesco ve LLoyd'u göreceksiniz. Tabiki de Tesco forever :D . Biz 1 Türk, 1 İspanyol ve 1 Rus (Fıkra gibi) alışverişimizi yaptık. İlk günün sonunda da alışverişten dönüp yemeğimizi yaptık. Öğrenci işi tabiki :D . Bu arada yemek için Tesco'da satılan hazır mikrodalga yemeklerini de kullanabilirsiniz ancak ne yazık ki bizim damağımıza pek isabet etmiyor. Sonrasında genelde hep dışarda yedim.

Başlasın Yolculuk

Araya çok fazla zaman girdi, fakat artık düzenli olarak yazmaya devam edeceğim.
Yolculuk kısmı işin en güzel yanı. İster vizeden önce isterseniz de vizeden sonra uçak biletinizi alabilirsiniz. Vizeden önce alırsanız ve vizenizin iptali durumunda gideceğiniz tarih yakınsa uçak biletiniz yanabilir. Bunu bilmenizde fayda var. Ancak avantajı da yok değil. Biletinizi daha ucuza almış oluyorsunuz. Vize sonrasında aldığınızda ise tarih daha yakın olduğundan fiyat da artıyor ne yazık ki. Manchester'da bir tane havaalanı vardır; Manchester Airport.


      Biletler de alındıktan sonra geriye sadece uçak yolculuğumuzu beklemek kalıyor. Ki bu kısımda günleri say say say bitiremezsiniz, hatta son bir gün kala heyecandan uyuyamazsınız. Çünkü neredeyse saatler sonra belkide ilk defa ayak basacağınız bir ülkede, ailenizden çok çok uzakta olup, farklı bir deneyim yaşayacaksınız. 
Atatürk Havalimanı, Dış Hatlar Terminali'ne girdiğiniz zaman yapmanız gereken ilk şey 15TL ödeyerek yurt dışı çıkış pulu almak olacak. Girdikten sonra göremezseniz güvenliğe sorabilirsiniz ikili, üçlü vezne şeklinde bir kabin. Pulunuzu aldıktan sonra sıra check-in'de. Check-in sırasına girdiğiniz zaman bir güvenlik görevlisi gelip nereye gideceğinizi ve oradan aktarma yapıp yapmayacağınızı soracak ve pasaportunuzun arkasına bir kağıt yapıştıracak. Check-in kısmında üstleri okumayı untmayın. İç hatlar gibi hepsi her yere check-in yapmıyor. 
      Check-in yaptıktan sonra bekliyoruz. Bilette gördüğünüz gibi erken gittiğiniz zaman kapı numarası yazmaz. Endişe etmeyin. Sadece kapı numarası belli olmadığından yazmıyor. Bekleme salonundaki ekranlara bakarsanız ilerleyen dakikalarda kapı numaranızı görebilirsiniz. Ayriyetten belli olduktan sonra da bakmanızda fayda var çünkü son anda da kapı değişebilir. 

      İsterseniz bekleme salonundan önce hepimizin çok beğendiği o meşhur Duty Free'yi gezebilirsiniz.


      Pasaport-bilet kontrolüyle uçağa giriş yapıyoruz. El bagajlarımızı üstteki kapaklı raflara koyup, yerimize kuruluyoruz. Uçuş tam olarak 4 saat sürüyor. O yüzden koridor almamanızı tavsiye ederim. Çünkü aksi halde yandakiler sürekli tuvalet ihtiyacı için sizi kaldırabilir. Uçak henüz kalkmadan ve herkes yerlerine kurulduktan sonra kabin memuru elinde tepsiyle Türk lokumu ikram ediyor. E yurt dışı uçuşu tabi ülkemizden ayrılırken bile kendimize özgü bi şeyle göndermek gerekiyor :D . 

      Eğer biletinizi alırken yemek tercihinizi yapmadıysanız uçak kalktıktan sonra veya önce dağıtılan menüyü inceleyip yemeğinizi seçebilirsiniz. 
Ben bilet alırken tercihimi 'Az Yağlı Yemek' olarak seçmiştim. 
      Evet asıl gelelim İngiltere uçuşunun en önemli kısmına. Uçağın inmesine 1-2 saat kala size Landing Card veriliyor. Bu kartı doldurmak zorunludur. İndikten sonra da doldurabilirsiniz ancak vakit kaybeder ve sıra beklersiniz. Bunun nedenine yazının sonunda değineceğim. Şimdi nedir bu Landing Card? 
      Landing Card, UK Border Agency tarafından, sizin giriş yaptığınız zaman nerede, kaç hafta kalacağınızı inceleyen, uçuş numaranızdan tutun da pasaport numaranıza kadar yazmanız gereken bir kart. İsim, Soy isim, cinsiyet, doğum tarihi, doğum yeri, uyruğunuz, göreviniz, kalacağınız yerin adresi, pasaport numaranız, pasaportun verişmiş olduğu yer, kalacağınız süre, son çıkış noktanız, uçuş numaranız ve son olarak imzanız istenecektir. Bunların hepsini doldurmak zorundasınız. 

Veeeee 4 Saatlik yolculuktan sonra uçağımız Manchester Airport'a iniş yapıyor. 

      Şimdi gelelim inişten sonrasına. Malumunuz Avrupa Birliği üyesi olmadığımızdan dolayısıyla Avrupa Birliği vatandaşı sıfatına değiliz. O yüzden pasaport kontrolünde 'Non-EU' kısmına doğru yürüyün. Ve orada Araplarla, Çinlilerle, Japonlarla vs. sıra bekleyeceksiniz. Pasaport kontrolünde doldurmuş olduğunuz Landing Card (iniş kartı) sizden istenecek! Ancak uçakta unuttuysanız endişelenmeyin. Zaten kontrole doğru yürürken bir masa göreceksiniz. Orada kartlar mevcut, doldurabilirsiniz. Ancak sonradan doldurduğunuz için sizden önce herkes sıraya geçecek ve baya arkalarda kalacaksınız. Pasaport kontrolünde sıra size geldiği zaman pasaportunuzu ve landing card'ınızı verin. Size o arada bir kaç soru soracaklar. Nerede kalacaksın, neden geldin, kaç gün buradasın gibi. Panik yapmayın. Sorulan soruyu anlamazsanız, tekrar etmesini rica edebilirsiniz. A1 seviyeli japonlar bile o kısımdan geçiyosa biz her halükarda geçeriz. Ancak o kısım biraz ciddi olunca işte ister istemez geriliyosunuz. Arkada polisler, takım elbiseli adamlar falan. Neyse giriş damganız da vurulduğunda ileriye devam edip bagaj bekleme kısmına geçiyoruz. Bagajımızı da alınca, kapıdan çıkıyoruz ve sanki ünlü bir oyuncuymuşsunuz hissine kapılıyosunuz. İnsanlar sizden imza bekliyor gibi bir kalabalık ve bütün gözler kapıda oluyo. Eğer okulunuzdan, turunuzdan karşılama aldıysanız etrafa iyice bakın. Elinde pankartı görünce yanına doğru gidin. Sonrasında da kalacağınız yerlere bırakılıyorsunuz. Eğer herhangi bir karşıma almadıysanız danışmadan şehir merkezine nasıl gideceğinizi öğrenebilirsiniz. Ki çok basittir. Artı daha önce tecrübeniz varsa taksiyi de tercih edebilirsiniz ancak biraz geveze oluyorlar.