2016'nın Ağustos ayı içerisinde EF'in New York okuluna gideceğimi daha önceki yazımda bahsetmiştim. Bir Amerikan hayalleri ve hevesi ile hooop uçağa atlayıp soluğu New York'ta almıştım. Ancak her şey umduğum gibi gitmedi ve eksiler artılardan daha fazla olunca da haliyle EF'in New York kampüsünü ne yazık ki beğenemedim. İlk günümden itibaren başlayarak karşılaştığım sorunları şöyle anlatabilirim;
İlk günü, havaalanında veya çıkışta hiç bir problem veya aksaklık yaşamadım. Benim zaten genel aksaklığım valiz beklemek oluyor, şansıma hep en son benim valizim gelir. (Bi business bilet alıp priority(öncelikli) etiketi yapıştırtmazsam namerdim.). Kampüse ilk vardığımda yorgundum, malum 10 saatlik bir uçuş ve tabiki jetlag olmanın verdiği bir yorgunluktu bu dolayısıyla bir an önce odama geçip dinlenmek istiyordum. Girişe valizleri bırakıp ana binada kayıt işlemlerini tamamladık (Bu arada okul çok büyük, ve ayrı ayrı binalardan oluşuyor.). Kayıt işlemleri sırasında bilgilendirici bir dosya, kampüs içindeki yemekhanede ve alkol alımında kullanacağım öğrenci kartı, ve oda anahtarım teslim edildi. Bir kızda odamı göstermek üzere görevlendirildi. Her şey aslında nasıl güzel işliyormuş gibi gözükse de bütün aksilikler şimdi başlıyor. İki kişilik bir odada konaklama seçmiştim. Odayı da çıktığım katta kendi kendime bulmak zorunda kaldım, kız resmen bırakıp gitti. Neyse kapıyı açamayınca ortak salonda Fransız bir çocuktan yardım istedim (Bir Türk bir Fransız kapı açmaya çalışıyorlardı). O da başaramayınca anahtarın yanlış olabileceği kanısında hemfikirdik. Kapıyı da tıklatmayı unutmadık tabi. Tekrar gittim, anahtarın yanlış olduğunu kapıyı açmadığını söyledim ve doğru anahtarı alıp odama gittim. Girdiğimde oda gayet düzenli tertipli ve temizdi. En-suite olmadığından duş ve tuvaletler ortak. Ama onlar da gayet temiz ve kullanışlı. Ama ilerleyen günlerde her şey daha çok oturdu kafama. Bana odamı gösteren bile görevli değil bir öğrenciymiş! Kampüse giriş yapmayan, geç gelen, 21 yaş altı öğrenciler bu şekilde haftasonları cezalandırılıyormuş. Anahtarım yanlış, odamı 16 yaşında bir kız sadece gideceğim binaya götürüp asansöre kadar eşlik etti... Hafif şeyler dedim geçtim ama olaylar bitmedi. Üçüncü gecemde arkamda bi sesle uyandım. Camlar büyük ve uzun, ön kısmında bakonumsu bir yer var. Yan taraftaki pencereden oraya çıkmışlar ve sigara içip muhabbet ediyorlar. Bunu yapan o muhteşem(!!!) Araplardı. Alerjim olduğundan sigara kokusuna uyanmıştım ve tabiki sese de. Işığı açtım, pencereyi de açtım ve uyardım. Odalarına çekildirler, 17-18 yaşlarında çocuklardı. Ertesi günü de gidip şikayet ettim, akşamında gidip uyarmışlardı. Ancak bütün gece yarısı hep arapların sesini duydum. Koridorlarda bağrışmalar, sandalyelerde tur atmalar... En fenası da gece tuvalete kalktığımda gördüğüm manzaraydı. Köpük sabunlarla savaş yapmışlar ve her yer kaygan, iğrençti. Arapların arasında sıkışıp kalmıştım anlayacağınız ve çok çok çok problemli insanlar. Neyse daha sonra yine öğreniyorum ki ben yanlış yurt binasına verilmişim!!! Benim kalmam gereken yer 21 yaş ve üzeri olan bir yurt binası olması gerekirken başka binaya verilmişim! Asıl bomba son haftamda odama gelen oda arkadaşımdı. İlk oda arkadaşım olduğundan merak ettim kim olduğunu hatta umarım Rustur ve Rusçamı geliştiririm diye umut ediyordum ancak oda arkadaşım Çinli çıktı. Çinlileri severim aslında ama Japonlar kadar değil. Keşke ama keşke uyuşacağım bir oda arkadaşı olsaydı zira 23 yaşındaki ben, 15 yaşındaki bir insanla aynı odayı paylaştım. Son haftam diye ses etmedim ama akıl var nizam var, 23 nere 15 nere. Bir de her ne kullanıyorsa oda leş gibi gül kokuyordu ve genzimi yakıyordu. Kısacası oda ve yurt sorunu işin başlangıcıydı.
Dersler konusunda hiç bir sıkıntı yok. Eğer o seviyeye ait olduğunuzu düşünmediğinizde sizi bir üst seviyeye alıyorlar. Zaten ders içerisindeki katılımınız vs doğrultusunda dersin hocası da sizinle özel konuşup ait olduğunuz seviyenin size düşük veya fazla geldiğini söylüyorlar.
Çalışanlar, gerçekten çok enteresan insanlar. Tutumları kaba ne yazık ki, bir İngiliz nezaketi aramayın sakın. İlk gün gezisi, Manhattan'a gidicez. Ama ilk gün gezisi dediğiniz sadece Rockefeller Center'dan ibaret!!!! Evet yanlış okumadınız. Sonrasında size diyorlar ki serbestsiniz. Sanki her ay NYC'ye gelmişsiniz gibi öylece söyleyiveriyorlar. "döneceğiniz treni bir kere söylerim iyi dinleyin!!" gibi bir laf bile işittim.
Okul Tarrytown'da olduğundan Manhattan ile arası Avcılar-Mecidiyeköy gibi. Trenle 45-50 dakika. Ancak tren biletleri metrobüs gibi 1.20TL değil. 20-23 dolar arasında oynuyor gidiş-dönüş bileti. Doların şu zamanlarki değeri göz önüne alındığında ve Manhattan'a haftada en az üç kez gittiğinizi varsayarsak büyük bir meblağ ortaya çıkıyor. Sonuç ise sizinle gelecek 3-4 kişi bulup taksiyle gitmeniz. Tarrytown tren istasyonundan okula giden shuttle servisi mevcut, okul tepede kaldığından yürüyerek tren istasyonuna gidilmesi kolay ama dönüşü çok yorucu oluyor. Orada bile bir kişilik yer varken pat diye okul görevlisinin binip, binecek olan diğer öğrenciye "Im sorry..." demesi hala gözümün önünden gitmiyor.
Dersler, öğretmenler çok çok iyi. Hepsi sizinle özel olarak ilgileniyorlar. Ancak gideceğiniz zaman çözmeniz gereken 'Departure Test' online olarak, bilgisayar üzerinden yapılıyor ve haliyle B1 okuyan birisi C2 belge alabiliyor. Acaba neden? Tabikide tek başına yapmadığından. 3-4 kişi oturup testi çözüyorlar ve bitti gitti. Tesst bir sınıf ortamında kağıt üstünde veya bir bilgisayar odasında öğretmen kontrolü altında yapılmıyor.
İnternet üzerinden sipariş ettiğiniz ne varsa okula kargo ile gönderilebiliyor, buna izin var.
Gece acıktığınızda kampüse yemek sipariş edebiliyorsunuz.
Orayı benim için olumlu kılan tek şey edindiğim arkadaşlıklarımdı. Arkadaş çevremin iyi olmasından ötürü sosyal ortamım güzeldi. Ancak yaklaşık 8 hafta orada kalan bir Türk arkadaşım artık yeter diyip bileklerini kesecek konuma gelmişti, bunu da söylemeden geçemeyeceğim.
Uzun lafın kısası EF ile NYC büyük bir hayalkırıklığı ve pişmanlıktı benim için. Benim gönlüm hala EF Manchester'da sanırım.
Diğer bir yazımda görüşmek üzere.